27 Temmuz 2018 Cuma

ÇOK ÖNEMLİ VE ÖZGÜN BİR ARAŞTIRMA-İNCELEME: 24 Haziran seçimleri: Oyların anatomisi ve güvenirlik sorunu // VİDEO: DİJİTAL ORTAMDA SEÇİM VE RİSKLERİ "Computer Programmer testifies at senate hearing to election voting fraud" - Dr. Ferruh Demirmen (turkishnews & TURKISHFORUM)

24 Haziran seçimleri: Oyların anatomisi ve güvenirlik sorunu
BÖLÜM 1, 
SEÇİM GÜNÜ VE SONRASI YAŞANANLAR
Dr. Ferruh Demirmen

Türkiye’de rejim değişikliğine resmen yol açan 24 Haziran seçimleri son bulalı yaklaşık 3 hafta oldu. Bir perspektif vermesi açısından seçim sürecinde ve hemen onun ardından oluşan gelişmeleri, özellikle oyların anatomisini ve güvenirlik sorununu, gözden geçirmekte yarar var. Gelişmeler, Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sn. Muharrem İnce’nin adaylığın içeren cumhurbaşkanı seçimi çerçevesinde ele alınacak. Diğer cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili seçimine ilişik gelişmeler bu yazının kapsamı dışında.
Seçimler güvenirliğe yönelik kuşkular ortamında yapıldı. Muhalif kesim tarafından gündeme getirilen bu kuşkular genellikle hayali seçmenler ve yasa dışı oy pusulası kullanmak gibi sandık başında yapılabilecek usulsüzlükler ile ilgili oldu.
Hukuka aykırı işlemlere çare olarak oy pusulaların yakından denetlenmesi, ıslak imzalı tutanakların hazırlanmasında özen gösterilmesi, tutanakların parti merkezlerine ulaştırılarak seçim sonuçlarının Yüksek Seçim Kurumu (YSK) sisteminden bağımsız olarak hesaplanması yoluna gidildi. Amaç, bağımsız yolla elle edilen sonuçların YSK’nın sonuçlarından belirgin bir tarzda farklı çıkması durumunda YSK’nın ilan edeceği sonuçlara itiraz seçeneğini kullanmaktı.
Muhalif taraf, özellikle CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, seçim takibi çabalarında başarılı olduklarını iddia ettiler.
Oyların ve olayların seyri
YSK 24 Haziran seçim günü 18:45’de yayın yasağını kaldırdığında Anadolu Ajansı’nın (AA) yayınladığı ilk sonuçlara göre sandıkların %23’ü açılmış, Erdoğan’ın oy oranı %59, İnce’nin %26 idi.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/secim/1012762/Secim_2018__24_Haziran_gecesi_saat_saat_neler_yasandi_.html
Tezcan seçim günü ilk açıklamayı saat 19:15’da yaptı. Ellerindeki verilere göre sandıkların %5’i açılmıştı ve Erdoğan’ın oy oranı %46, İnce’nin %40 idi. Bu veriler Tezcan’a ikinci tura gidileceği inancını vermiş.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1014110/CHP_li_Tezcan_dan_o_gecenin_hik_yesi.html
Kaftancıoğlu seçim günü ilk basın açıklamasını 19:45’de yaptı. İstanbul bazında geliştirdikleri ”CHPnet” sistemine göre İstanbul’daki sandıkların %20’si açılmış, oy oranları Erdoğan için %44.9, İnce için %43.5 idi. Aynı dakikalarda AA Erdoğan’ı İstanbul’da %56 oy oranında gösteriyordu.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1011913/CHP_li_Kaftancioglu_ndan_19_45_ve_21_45_savunmasi.html
Ve yine aynı saatlerde M. İnce Twiter hesabından AA’nın oyları manipüle ettiğini söylüyordu. CHP’ye göre sandıkların %37’si, AA’na göre %85’i açılmıştı.
19:50’de İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı İsmail Koncuk, kimsenin %50’yi aşmadığını belirterek AA’nın TV kanallarında açıkladığı rakamların vatandaşların sandığa yansıyan iradesi olmadığını ileri sürdü. Aynı şekilde İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ da sosyal medya hesabında “Anadolu Ajansı beklediğimiz manipülasyonu yapıyor”paylaşımında bulundu.
Bu arada “Adil Seçim Platformu” adı altında seçim takibi yapan başka bir grup da kendi sonuçlarını yayınlıyordu. Bu platform, “sandıklara sahip çıkacağız” iddiası ile CHP dahil 5 muhalefet partisi ve 15 sivil toplum kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu bir gruptu. Bu grubun 19:45’de yaptığı açıklamaya göre açılan sandık %11.7, oy oranları Erdoğan %43.5, İnce %34.0 idi.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/secim/1012762/Secim_2018__24_Haziran_gecesi_saat_saat_neler_yasandi_.html
Adil Seçim Platformu saat 20:50’de yaptığı ikinci bir açıklamada açılan sandığın %23, Erdoğan’ın oy oranın %43.5, İnce’nin %33.9 olduğunu bildirdi. Aynı saatte AA’na göre açılan sandık %65.6, Erdoğan %55.6, İnce %29.2 idi. Açılan sandık oranlarında yaklaşık 3 kat fark vardı.
Saat 21:25’e gelindiğinde Adil Seçim Platformu’na göre açılan sandık %43.3, Erdoğan’ın oranı %52.8, İnce’nin %29.8 idi. Aynı saatte AA’na göre bu rakamlar sırasıyla %86.5, %53.6 ve %30.2 idi. AA verileri Erdoğan için başarıyı garanti eder gibiydi. Platform açıklamasında TV ekranlarında yayımlanan AA verilerinin kesinlikle gerçeği yansıtmadığını iddia ediyordu.
Kaftancıoğlu, seçim günü ikinci ve son basın açıklamasını 21:45’de yaptı. Bu saatte CHPnet sistemine göre Erdoğan’ın oyu %48.3, İnce’nin %38.3 idi. Henüz sisteme girişi yapılmamış oylar arasında CHP’nin yüksek oranda oy alabileceği ilçeler olduğu ve geçmişteki deneyimlere dayanarak İstanbul verilerinin genellikle Türkiye çapındaki veriler ile örtüşeceği düşünülerek seçimin ikinci tura kalacağı izlenimi doğmuştu.
Oysa AA’nın az önceki verilerine göre Erdoğan kesinlikle kazanır gibiydi. Kaftancıoğlu’na göre CHPnet sisteminde hiçbir sorun yaşanmamıştı.
Tezcan ikinci açıklamayı seçim günü 22:09’da yaptı. Ellerindeki verilere göre sandıkların yaklaşık %39’u açılmıştı ve Erdoğan’ın oy oranı %51.8, İnce’nin %33.7 idi. AA’na göre aynı saatte açılan sandık oranı %93 idi. O aşamada Tezcan dahil CHP Erdoğan’ın oy oranının %50’nin altına ineceğine kanaat getirerek seçimin ikinci tura kalacağına inanmış.
Saat 22:56’ya gelindiğinde Erdoğan Huber Köşkü önünde toplanan vatandaşlara seslenerek “Allah’ıma hamd ediyorum” diyerek tüm neticelerin gayet olumlu olduğunu belirtti. Az sonra, 23:12’de AA’nın açıkladığı sonuçlara göre sandıkların %97’ye yakını açılmıştı ve Erdoğan’ın oranı %52.6, İnce’nin %30.7 idi. Erdoğan 23:44’de sosyal medyada “Tamam” mesajını verdi.
Gece yarısını geçtikten az sonra 00:45’de (25 Haziran) M. İnce FOX TV’den bir muhabirin sorularını yanıtlarken “Tabii ki âdil bir yarış değildi, ama Erdoğan’ın kazandığını kabul ediyorum” dedi. İnce’nin seçim kampanyası için 2 gün önce “tsunami” tanımı ve gerekirse 50 bin avukatla YSK önüne gitme çıkışları geride kalmıştı. YSK henüz bir açıklama yapmamıştı.
Saat 01:25’de Erdoğan Başbakan Binali Yıldırım ile beraber AKP Genel Merkezi’nde balkon konuşması yaparak galibiyetini ilan etti. YSK’den henüz bir ses yoktu.
Saat 02:00 sıralarında YSK Başkanı Sadi Güven bir açıklama yaparak oyların %97.7’sinin sisteme girdiğini ve kalan oy sayılarının neticeyi etkilemeyeceğini belirterek Erdoğan’ın galibiyetini doğruladı. Aynı şekilde milletvekili seçimleri de Cumhur İttifakı lehine sonuçlanmıştı.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1008343/YSK_Baskani_Sadi_Guven__Erdogan_in_salt_cogunlugu_aldigi_anlasilmaktadir.html
Bu şekilde 24 Haziran seçimleri 25 Haziran günü erken saatlerde, rakamlar nihai olmasa da, pratik anlamda sonuçlanmış oldu.
YSK’nın 4 Temmuz’da açıkladığı nihai sonuçlara göre Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan %52.59, İnce %30.64 oy almıştı. Seçime katılım oranı %86.24 idi, ve 1.129.332 oy geçersiz sayıldı. Açılan sandık sayısı 188.008 idi ki, bu rakam YSK’nın seçim öncesi ilan ettiği toplam sandık sayısından 7.144 daha fazlaydı.
Seçim sonuçlarının dikkate değer bir yanı, Suriyelilerin yaşadığı şehirlerde Erdoğan’ın açık ara ile birinci olmasıydı.
Diğer dikkate değer bir husus, TRT gibi seçimlerde açıkça tarafgirlik yapan devlet kurumlarına bilindiği kadar bir idari veya cezai yaptırım gelmemesi. TRT İnce’nin büyük kalabalıkları cezbeden İzmir, Ankara ve İstanbul mitinglerini ekranlarında göstermedi.
CHP’den ilk tepkiler
Seçimlerin ertesi günü M. İnce yola devam edeceğini, kampanyası esnasında gidemediği illerden başlamak üzere 81 ilin tamamına teşekkür ziyaretinde bulunacağını belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise garipsenecek bir şekilde, “Bugün çok sevinçliyim … Havuz medyasına manşet olduk. Demek ki yaptığımız iş doğru… Önümüzdeki seçimlere gerçekten de ciddi bir hazırlıkla gideceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu buna benzer sözleri daha önce 8 kez kaybettiği seçimlerden sonra da söylemişti.
Bu arada 24 Haziran’da alınan sonucu eleştiren, seçim gecesi CHP’de sistemin çalışmadığını iddia eden, ve “İktidar olamamışsanız bunun bedelinin bir karşılığı olması lazım” diyen CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol partiden kesin istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi. (Daha sonra da ihraç edildi).
Özel eleştiriye açık ve ifade özgürlüğüne saygı duyması beklenen, sosyal demokrat eğilimli bir muhalefet partisinin bu tutumu anlaşılır gibi değildi.
Muhalefet çabaları başarısız
Önce şurasının altını çizelim ki, seçim takibi için muhalif tarafın geliştirdiği sistemlerin niteliği ya da aralarında bir bağ olup olmadığı konusunda bilgimiz yok. Ancak kesin denebilir ki, bu sistemler yoluyla seçim takibi, daha doğrusu oy oranlarının YSK’den bağımsız olarak saptanması, gerek Tezcan’ın, gerekse de Kaftancıoğlu’nun iddialarının tersine, başarılı olmadı.
Aynı saatlerde elde edilen sonuçlara bakılırsa, yalnız adaylara ilişik oy oranları farklı olduğu gibi, açılan sandık oranlarında da belirgin ayrılıklar vardı.
Bu durumda YSK sonuçlarına itiraz etmek gerekçesi çok zayıftı. Sonuçların karşılaştırılması ve itiraz olanağının (sınırlı itiraz süresinde) kullanılabilmesi için açılan sandık oranlarının yaklaşık aynı olması gerekecekti.
İlginçtir ki, Kaftancıoğlu, ellerindeki bilgilere göre seçim günü saat 23:05’e kadar İstanbul bazında (ki kendisine göre ülke çapındaki sonuçları yansıtıyordu) hiçbir adayın %50’ye ulaşamadığını belirtiyordu. AA sonuçlarına göre ise Erdoğan’ın oranları sürekli %50’nin üstündeydi.
AA her ne kadar ilan ettiği sonuçlarını sandıklarda bulundurduğu görevlileri yoluyla aldığını savladıysa da, bu savında pek inandırıcı değildi. YSK Başkanı Sadi Güven’in 25 Haziran’da erken saatlerde düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaya göre sandık kurullarınca tutulan ıslak imzalı sayım döküm cetvelleri ve sandık sonuç tutanakları YSK’ye geldiği anda eş zamanlı olarak yalnız siyasi partilerle paylaşılabilecekti. AA dahil basının bu bilgilere direk ulaşma yetkisi yoktu. AA’nın yaklaşık 181 bin sandıkta gözlemci bulundurması da olanak dışıydı.
Tezcan’ın ve Kaftancıoğlu’nun sistemlerine olan güveni, CHP eski Parti Meclisi üyesi ve bilişim uzmanı Erdal Aksünger tarafından paylaşılmadı. Aksünger, CHP’nin sisteminde hem teknik altyapı sorunu hem de ağ güvenliği sorunu olduğunu ileri sürerek CHP yönetimini eleştirdi. Aksünger’e göre YSK’nın verileri ıslak imzalı tutanaklar üzerinden kontrol edilmeliydi.http://www.yenicaggazetesi.com.tr/saibeler-hala-aydinlatilmadi-196616h.htm
Adil Seçim Platformu da seçim günü saat 21:00’a kadar sistemde ciddi sorunlar yaşandığın ve verilerin paylaşılamadığını belirterek kamuoyundan özür diledi. Başka bir deyişle Platform’un sistemi o saatlerde işlemez olmuştu.https://odatv.com/ozur-dileriz-27061844.html
Öte yandan seçimlerden 3 gün sonra yapılan bir Parti Meclisi toplantısında CHP’nin 24 Haziran’da 50 bin sandıktan veri alamadığı söylendi. 50 bin sandık, tüm sandıkların yaklaşık %28’i demekti, ve iddia çok ciddi idi. Tezcan bu söylentiyi yalanlayarak CHP’nin bütün sandıklara sahip çıktığını belirtti.
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/yarkadastan-24-haziranla-ilgili-carpici-aciklamalar-2506883/
Bütün bu çelişkili gelişmelerin nedeni, ancak seçim sonrası geniş kapsamlı bir analiz ile aydınlanabilir. CHP’de yaşanan görüş ayrılığı önemsenmeyecek gibi değil.
Anketler ne diyordu?
1 Mayıs-21 Haziran döneminde 23 şirket ve ayrıca CHP tarafından yaptırılan 24 anket sonuçları cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. tura kalacağı yönündeydi. Bu anketlerde Erdoğan’ın oy oranları %39.7 ile %53.4 arasında değişiyor, ortalama %48.6 olarak görünüyordu.http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1008102/iste_secim_sonuclarini_dogru_tahmin_eden_anket_sirketleri.html
Seçimlerden bir gün önce yayınlanan en son anket sonuçları da aynı yöndeydi: AKAM (Avrasya Araştırma) şirketine göre Erdoğan’ın oranı %44.5, Piar Araştırma şirketine göre %42.5. (Hata payları ile en yüksek oran %50’nin altında).http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1005930/AKAM_in_son_anketi__Cumhurbaskanligi_ikinci_tura_kaliyor__HDP_baraji_geciyor.htmlhttp://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1006386/Secim_yasagina_saatlere_kala_son_anket.html
Şüpheler ve sorular
Seçimlerden sonra toplu oy kullanıldığı, gözlemcilerin dövüldüğü, seçmenlere baskı yapıldığı, Adil Seçim Platformu’nun sabote edildiği, çuval çuval boş oy pusulaların ele geçirildiği gibi haber veya söylentiler seçimlerin âdil olması konusunda kuşkular yarattı. Ayrıca boş oy pusulaların seri bir şekilde damgalandığını gösteren videolar sosyal medyaya düştü.
AA’nın ilan ettiği sonuçlara muhalefetten genellikle güven yoktu. Ajans’ın Erdoğan lehine sürekli yayımladığı oylama sonuçları bir algı operasyonu yapılıyor şüphesini yarattı. Böyle bir operasyonla muhalefet tarafı sandık görevlilerinin erken saatlerde sandıklardan ayrılabilmiş olabileceği yorumu gündeme geldi.
Aydınlanmaya muhtaç hususlar:
– Her ne kadar Tezcan tarafından inkâr edildiyse de, CHP’nin 50 bin sandıktan veri alamadığı iddiasının yeniden gözden geçirilmesi. Çok sayıda sandıkta CHP temsilcisinin olmadığı söylentileri var.
– AA’nın sandık sonuçlarını nereden elde ettiği. Yukarıda belirtildiği gibi, AA’nın seçim günü YSK’nın sandık sonuçlarına erişme yetkisi yoktu.
– Muhalefet tarafın verilerine göre açılan sandık oranlarının aynı saatlerdeki AA verilerine göre niçin düşük olduğu.
– Açılan sandıkların YSK’nın seçimlerden önce açıkladığı sandık sayısına kıyasla niçin 7.140 daha fazla olduğu. Bu fazlalığın kaynağı neydi? Sandık başına oy ortalamasın 272 olduğunu düşünürsek 7.144 sandık yaklaşık bir milyon 950 oya eşdeğer.
– T.C. vatandaşı olup oy kullanan Suriyeli mülteci sayısının ne olduğu.
İlginç tesadüfler
21 Haziran’da iktidara yakın TV Net’teki bir programda ekrana AA’nın 24 Haziran seçim sonuçlarının bulunduğu grafikler asıldı. “Test amaçlı” grafiklerde Erdoğan’ın %53’le kazandığı görüntüsü vardı.
Bu rakam, iktidara yakınlığıyla bilinen araştırma şirketi ORC’nin 21 Haziran’daki anket sonucuyla (Erdoğan %52.7) örtüşüyordu.http://ipahaber.com/2018/06/23/secim-gunlugu-sandiga-63-gun-kale-gun-gun-ne-oldu/https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/sandik-sirri-2493183/
Yine bir rastlantı olarak bu oran, YSK’nın 25 Haziran erken saatlerde ilan ettiği, “henüz kesin olmayan” oran (Erdoğan %52.6) ile de örtüşüyordu.
Gelecek yazı: Bölüm 2 – Dijital ortamda seçim ve riskleri.
24 Haziran seçimleri: Oyların anatomisi ve güvenirlik sorunu
BÖLÜM 2,
DİJİTAL ORTAMDA SEÇİM VE RİSKLERİ
Dr. Ferruh Demirmen
Bundan bir önceki (15 Temmuz 2018) yazımızda (Bölüm 1) 24 Haziran seçim günü ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirmiştik. Bu 2. bölümde konunun dijital ortama ilişik yönü mercek altına alınacak.
24 Haziran seçimlerinde oy girdileri ve oy sayımı dijital ortamda, YSK’nın kontrolunda olan SEÇSİS sistemi desteği ile yapıldı. Bilgisayar desteği ile yapılan seçimlerin hızla sonuç almak gibi avantajları olduğu gibi riskleri de olduğu biliniyor. Bilgisayar teknolijisinin yaygın, siber saldırıların olağan olduğu bir devirde yaşıyoruz. ABD’de 2010 Bush-Gore seçimlerinde oy kartları ötesinde bilgisayar aracılığı ile manipülasyon yapıldığı söylenir. 2016 ABD seçimlerinde de Rusya kaynaklı siber saldırılarla şifrelerin kırıldığı ve oyların saptırıldığı yönünde savcılığa kadar uzanan ciddi iddialar var.
Bilgisayar, seçmenler için bir “kara kutu” gibi çalışır, ve sandık girdileri âdil olsa bile sonuçların âdil olacağı garanti edilemez. Oy sayımı işleminde koşullara bağlı “ifadeler” ya da “rezerve” veriler yoluya oylar bir adaydan başka bir adaya aktarılabilir. Bu tür usulsüzluklar sandık başındaki gözlemcilerin bilgisi ve kontrolu dışında, ve ıslak imzalı sandık tutanakların ötesindedir.
Yıllar önce bir bilgisayar uzmanının seçimlerde nasıl hile yapılabileceğine dek bir ABD Senato komitesine verdiği yeminli ifadenin videosu Turkish Forum’da yayımlanmıştı.
Yakın geçmişte, 24 Haziran seçimlerinden bir hafta önce, Türkiye’de deneyimli bir bilgisayar uzmanı yine Turkish Forum’da yayımlanan, teknik jargonla dolu bir mesajda SEÇSİS’e yönelik inanılması zor iddialarda bulundu. Seçimlerden 2 gün sonra başka bir katılımcı dijital ortamda seçim sonuçlarında nasıl hile yapılabileceğini gösteren basit bir örnek verdi. Bu iddialara burada açıklık getirmek istemiyoruz.
Daha önce de SEÇSİS hakkında birtakım kuşkuları dile getiren yazıların sosyal medyada yer aldığı bilinmektedir. Hattâ bazı yorumcular SEÇSİS’i seçimlerin “yumuşak karnı” olarak algılarlar.

Bu iddiaların geçerliliği konusunda burada hüküm vermiyoruz.
Kökeni California’da Sun Microsystems firmasına (şimdi Oracle’a bağlı) uzanan ve 2001 yılında satın alınarak HAVESAN tarafından Türkiye’ye adapte edilen Unix/Linux tabanlı SEÇSİS (orijinal adı “Sun Election Controlling Systems” veya “SEC-SYS”), Türkiye’de genel seçimler kapsamında ilk kez 22 Temmuz 2007 milletvekili seçiminde, ve bu tarihten sonra da genel ve ara seçimler ile halk oylamalarında kullanıldı. Sistemde oy kullanma T.C. kimlik numarasına bağlı. Sandık girdileri ilçe seçim kurullarına, oradan il seçim kurullarına, ve oradan da merkeze iletiliyor. Oyların merkezi sisteme ulaştırılması dışarıya kapalı VPN (“Virtual Private Network,” Sanal Özel Ağ) teknoljisi ile yapılıyor. Şifre ve kriptolama içeren bu yöntem girdilerin güvenirliğini hedefliyor.
YSK websitesinde SEÇSİS hakkında verilen bilgilere göre Ocak 2009’da TBD (Türkiye Bilişim Derneği), INETD (İnternet Teknolojileri Derneği) ve Ankara Barosu’nun birlikte düzenlediği bir panelde sistemin güvenilir olduğuna ilişkin karar alınmış.
Ancak o zamandan bu yana güvenirlik sertifikasının alındığına, sistemin şifre ve kriptolama bakımından güncellendiğine, viruslere karşı işletim sistemine en son güvenlik yamalarının uygulandığına, vb. dek bir açıklama yok. Ayrıca 2009’dan bu yana sistemdeki yazılımın herhangi bir şekilde değiştirilmediğine yönelik bir açıklama yok. Bilgisayar yazılımına dışarıdan müdahele (“hekleme”) mümkün.
https://www.schneier.com/blog/archives/2004/11/the_problem_wit.html
Bu satırları kaleme almanın niyeti kesinlikle SEÇSİS’i bir zan altında bırakmak değildir. Ancak her dijital sistem gibi SEÇSİS’in de belirli aralıklarla denetimden geçmiş olması önemli. Bilindiği kadar ilçelerdeki uç bilgisayarları Windows XP işletim sistemi altında çalışıyor, ki bu eski sistem güvenilirlik açısından zafiyetli bir sistem. Sistemin omurgası 2001 yılında satın alındığında dijital ortamdaki “hünerleri” ile tanınan FETÖ örgütü, Türkiye’de rahatlıkla faaliyetteydi.
Altını da çizmek gerekir ki, seçim hileleri muhalif partileri hedefliyebileceği gibi iktidar partisini de hedefliyebilir.
Bu bakımdan 24 Haziran’da seçim güvenirliğini sağlamak açısından seçimlere katılan tüm partileri temsil eden bir bilgisayar uzman heyetinin seçimlerden hemen önce toplanıp SEÇSİS’i mercek altına alması isabetli olurdu. YSK böyle bir girişime izin verir miydi, bilinmez. Seçim yazılımlarının kamuya açık olmasının bir sakıncası olmayacağına inanıyoruz. Bu çalıştayda ele alınacak konular şunlar olabilirdi:
– Sürekli gelişen VPN teknolojisinde kriptolama güncelleştirilmiş midir?
– Yazılım ile ilgili olarak, “source-code audit” (kaynak kodu denetimi) yapılmış mıdır; yapılmışsa en son ne zaman yapılmışdır?
– Dışarıdan müdaheleyi engellemek veya zorlaştırmak için kriptolama ve “obfuscation” (şaşırtma, yanıltma) gibi önlemler alınmış mıdır? Müdahele yurt içinden olduğu gibi yurt dışından da olabilir.
– SEÇSİS’e benzer bir sistem hâlen AB ülkelerinde kullanılıyor mu; kullanılıyorsa güvenirliğe ilişkin ne gibi önlemlar alınmıştır?
Taraflara güven verebilecek böyle bir girişim yararlı olurdu görüşündeyiz.
En son olarak düşünülmesi gereken bir nokta, sahte veya geçerliliğini kaybetmiş (örneğin, ölmüş kişilere ait) vatandaşlık numaraları ile sisteme girebilme ve “oy verme” olanağı. Bu sorun dijital seçim sisteminin suistimele açık bir yönu olup yukarıda belirtilen bir uzman grubunun çalışma kapsamının dışındadır. Zira bu tür hayali vatandaşlık numaraları başlangıçta sistemin veri tabanına sokulmuşşa bu noktadan sonra VPN gibi güvenilirliğe ilişik önlemler fayda vermez. Sorun, sorumlu devlet kurumunun ve parti temsicilerinin ortaklaşa ele alacağı bir hususdur.
Sanırız bütün bu kuşkular yersizdi, ve SEÇSİS halkın demokratik iradesini hakkıyla işleme soktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder